Bir cerrah olarak kliniğimde, dünyanın dört bir yanından gelen hastalarımla yaptığım görüşmelerin sonunda hep aynı kilit soruyla karşılaşırım. Hedefleri konuşmuş, beklentileri belirlemişizdir, ama o son ve en pratik soru her zaman gelir: "Hocam, bu ameliyatın sonucu ne kadar kalıcı olacak?"
Bu, basit bir soru gibi görünse de cevabı oldukça derindir. Ve benim bu soruya verdiğim cevap, hastalarımı genellikle şaşırtır.
Cevabım şudur: “Sonsuza dek.”
Bu bir pazarlama vaadi değil. Yüz germe ameliyatı, zamanı durduran bir mucize değildir; zamanı geri alan bir işlemdir. Yaşlanmaya devam edeceksiniz, bu hayatın değiştiremeyeceğimiz bir parçası. Ancak artık yaşlanmaya yeni ve tazelenmiş bir başlangıç noktasından devam edeceksiniz. Yüz germe ameliyatı olmuş 15 yıl sonraki haliniz, bu ameliyatı olmamış halinizden her zaman daha genç ve daha dinç görünecektir.
Anlaşılması gereken en önemli kavram budur. Zamana karşı bir savaş vermiyoruz; sadece zaman çizgisindeki konumunuzu değiştiriyoruz. Ancak bu cevap, beraberinde birçok yeni soruyu da getiriyor. Gelin şimdi bu soruları dürüstçe konuşalım.
Yüz germe ameliyatının "zamanı geri alması" tam olarak ne anlama geliyor?
Bir yüz germe ameliyatı gerçekleştirdiğimde amacım asla sadece cildi gererek çekmek değildir. Bu, eski tip bir yaklaşımdır ve herkesin korktuğu o yapay görünen sonuçları doğurur. Modern ve doğru bir yüz germe ameliyatı daha derine iner. Yüzün derinindeki kas ve yumuşak doku katmanlarını (biz cerrahların SMAS tabakası olarak adlandırdığı yapıyı) yıllar önceki konumlarına geri taşır. Cilt ise bu yeni ve sağlam temel üzerine, herhangi bir gerginlik olmadan, nazikçe yeniden serilir. Gerekirse kaybolan yağ hacmi de yerine konur.
Bu neyi mi başarıyor? Sadece yüzeydeki bir sorunu çözmüyoruz; genç bir yüzün mimarisini restore ediyoruz. Bu işlem doğru bir şekilde yapıldığında, saati 15, hatta bazen 20 yıl kadar geri alabilir.
Dolayısıyla, sonucun ne kadar kalıcı olduğunu sorduğunuzda ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. 10 yıl sonra evet, 10 yaş daha yaşlanmış olacaksınız. Ancak bugünkü halinizden 10 yaş daha yaşlı değil, belki 5 yaş daha genç görüneceksiniz. Hiçbir şey yapmamaya kıyasla elde edilen fayda, bu anlamda kalıcıdır. Her zaman bir adım önde olursunuz.
'Yüz Germe Sonrası "Pixie Ear": Çekilmiş/Yapışık Kulak Memesi' blog yazımı okuyun.
Uygulanan yüz germe tekniği, sonucun kalıcılığını etkiler mi?
Bu çok yerinde bir soru. Günümüz hastaları artık çok daha bilinçli. "Derin plan yüz germe (Deep Plane Facelift)", "SMAS tekniği" gibi terimleri araştırıyor ve hangi tekniğin daha uzun ömürlü bir sonuç sunduğunu bilmek istiyorlar.
'Yüz Germede Doğru Teknik: Kişiye Özel Yaklaşımın Önemi' blog yazımı okuyun.
Brezilya, Tayland, İtalya gibi, bu işin ustalarının yanında aldığım eğitimler ve kendi 12 yıllık tecrübeme dayanarak şunu söyleyebilirim: Diğerinden daha kalıcı bir teknik yoktur. Mesele, sizin için doğru tekniğin uygulanmasıdır.
Sadece tek bir tekniği bilen bir cerrah, her hastaya aynı işlemi uygular. Oysa her yüz, bir parmak izi gibidir; benzersizdir. Yüz gençleştirme cerrahisinin sanatı, hastayı doğru değerlendirmekte yatar. Sizin eşsiz anatominizi inceleriz: kemik yapınız, cildinizin kalitesi ve elastikiyeti, nerede hacim kaybettiğiniz, kaslarınızın ne kadar sarktığı...
Bu değerlendirmeye göre en doğru planı oluştururuz. Bazı hastalar için derin plan tekniği ile yüzün taşıyıcı bağlarını serbestleştirip yeniden konumlandırmak güzel ve kalıcı bir sonuç sağlarken, bir başkası için SMAS katlama (plikasyon) tekniği güzel bir sonuç verebilir.
Yani kalıcılık, tekniğin popüler isminden gelmez. Cerrahın, doğru hasta için doğru tekniği en iyi seviyede uygulama becerisinden gelir.
Hasta hikayelerini buradan izleyebilirsiniz !
Sonucun daha uzun ömürlü olması için benim rolüm nedir?
Bu benim en sevdiğim soru, çünkü bu nokta, ameliyatı bir ortaklığa dönüştürür. Benim ameliyathanedeki işim, uzun vadeli sonucun yaklaşık %50'sidir. Diğer %50 ise size aittir. Kendinize yaptığınız bu değerli yatırımı korumak istemeniz çok doğaldır.
İşte tüm hastalarıma verdiğim tavsiyeler:
Ameliyat Sonrası Bakım Bir Kuraldır: Ameliyattan sonraki ilk birkaç hafta kritik öneme sahiptir. Nasıl uyuyacağınız, ne yiyeceğiniz, dikişlerinizi nasıl temizleyeceğiniz ve ne zaman dinleneceğinizle ilgili talimatlarımın tek bir amacı vardır: ideal iyileşmeyi sağlamak. Minimum ödem ve dokular üzerinde minimum stresle gerçekleşen iyi bir iyileşme, ameliyatla elde edilen pozisyonu yıllarca koruyacak daha güçlü iç yara dokuları oluşturur.
Güneş En Büyük Düşmanınızdır: Bunu ne kadar vurgulasam azdır. Güneş ışınları, cildinizi sıkı tutan ve bizim yeniden konumlandırmak için çok çabaladığımız kolajen ve elastin proteinlerini yıkar. Her gün, istisnasız bir şekilde yüksek faktörlü geniş spektrumlu bir güneş koruyucu kullanmak, şapka takmak ve gölgede kalmak, sonucunuz için alabileceğiniz en iyi sigorta poliçesidir.
Cilt Bakımını Yaşam Tarzı Haline Getirin: Ameliyat yapıyı düzeltir, ancak yüzeydeki cildinizin kalitesi de sonucu gösteren en önemli unsurdur. İyileştikten sonra medikal düzeyde cilt bakım ürünlerine yatırım yapmak çok önemlidir. Retinoidler gibi içerikler kolajen üretimini sürekli desteklerken, C vitamini gibi antioksidanlar çevresel hasara karşı koruma sağlar. Cildinizi nemli ve sağlıklı tutmak, cerrahi sonucunuzun yıllar boyu daha iyi görünmesini sağlar.
Stabil ve Sağlıklı Bir Hayat Sürün: Yüzünüz, vücudunuzun bir parçasıdır. Sık ve yüksek miktarda kilo alıp vermek, yüzünüzdeki sonucu etkileyebilir. Kilo almak yüze bir ağırlık eklerken, aşırı kilo kaybı yeni cilt sarkmalarına yol açabilir. Stabil, sağlıklı bir kiloyu korumak idealdir. Sigara ise sonucun en büyük düşmanlarından biridir; kan dolaşımını bozarak yaşlanma sürecini hızlandırır ve cildinizin sağlığını içeriden tehlikeye atar.
Genetik Mirasınızı Anlayın: Dürüst olmalıyız, genetik faktörler bir rol oynar. Bazı insanlar genetik olarak diğerlerinden daha yavaş yaşlanmaya programlanmıştır. Genlerinizi değiştiremezsiniz, ancak diğer faktörleri (güneş, cilt bakımı, yaşam tarzı) kontrol ederek kaderinizin kontrolünü elinize alırsınız.
En uzun süreli sonuç için yüz germe ameliyatı yaptırmak için "en iyi yaş" var mıdır?
Hastalar genellikle daha "dramatik" bir sonuç için ileri yaşları mı beklemeleri gerektiğini, yoksa daha "önleyici" bir yaklaşım için genç yaşta mı yaptırmaları gerektiğini merak ederler.
Sihirli bir rakam yoktur. "En iyi yaş", aynada gördüğünüz yaşlanma belirtilerinin artık sizi rahatsız etmeye başladığı ve cildinizin hala iyi bir elastikiyete sahip olduğu zamandır. İyi bir elastikiyet, cildin yeni konturlara pürüzsüzce oturmasını sağlar ve sonucu daha uzun süre korumaya yardımcı olur. 40'lı yaşların sonu veya 50'li yaşlarındaki iyi cilt kalitesine sahip bir hasta, harika ve çok uzun ömürlü bir sonuç alabilir. 60'lı veya 70'li yaşlarındaki bir hasta ise onu yeniden canlandıracak, dönüştürücü ve çok güzel bir sonuç elde edebilir.
Odaklanılması gereken şey yaşınızdan çok, anatomik ve kişisel olarak sizin için doğru zamanın gelip gelmediğidir.
Peki, 15 yıl sonra tekrar bir yüz & boyun germe ameliyatına ihtiyacım olacak mı?
Belki evet, belki hayır. Bu tamamen kişisel bir karardır. 15-20 yıl sonra bile, hiçbir şey yapmamış halinize göre çok daha iyi görüneceksiniz. Ama evet, yaşlanmış olacaksınız. Bazı hastalar, "geri alınmış" zamanlarından o kadar memnun kalırlar ki, o noktadan sonraki doğal yaşlanma sürecini mutlulukla kucaklarlar.
Bazıları ise küçük bir "rötuş" veya ikincil bir prosedür isteyebilir. İkincil bir yüz germe, genellikle ilk ameliyattan daha küçük ve daha az kapsamlı bir operasyondur. Çünkü inşa ettiğimiz temel hala oradadır; sadece üzerinde küçük düzenlemeler yaparız.
Ancak "tekrar gerekir mi" korkusu sizi durdurmamalı. Bu, ilk ameliyatın başarısız olduğu anlamına gelmez. Bu, sadece hayatın doğal akışıdır. Yüz germe, yaşlanmanın bir tedavisi değildir. Onu yönetmenin en etkili yoludur ve size on-yirmi yıl boyunca aynada gördüğünüz kişinin, ruhunuzda hissettiğiniz kişi olmasını sağlar.
Bu bir ortaklıktır. Ben sağlam temeli inşa ederim, siz de üzerine kurduğumuz o güzel evin bakımını yaparsınız. Birlikte, saatinizin çok uzun bir süre geri alınmış olarak kalmasını sağlayabiliriz.
